Sığır Vebası Hastalığı ve Mücadelesi

Sığır Vebası Hastalığı ve Mücadelesi

Sığır Vebası, sığır ve mandaları hastalandıran, son derece bulaşıcı ve öldürücü olan, virüs kaynaklı bir salgın hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı işletmede bulunan tüm hayvanlar hastalanır ve hemen hepsi ölür. Bu nedenle, sığır hastalıkları içerisinde bulaşma ve ölüm oranı en yüksek hastalık olarak kabul edilmektedir.

 

Sığır Vebası Hastalığının Tarihçesi ve Yayılışı

Binlerce yıldır tanınan bir hastalıktır. Farklı zamanlarda, bir çok ülkede görülmüş ve görüldüğü yerdeki sığır populasyonunu neredeyse yok edecek derecede ölümlere sebep olmuştur. 18. yüzyılda bütün Avrupa’da etkili olan bir salgın, 200 milyondan fazla sığırın ölmesine neden olmuştur. Anadolu’da da, eski çağlardan bu yana bilinen bir hastalıktır. 1800’lü yılların sonunda çıkan salgınlar öyle çok sayıda ölüme neden olmuştur ki, Osmanlı Devleti’nde, “Sivil Veteriner Teşkilatı” kurulmuştur. 1991 yılında ülkemizde patlak veren salgın, Cumhuriyet tarihinin en geniş boyutlu salgını olarak kayıtlara geçmiştir.

Hastalık, Hindistan ve bazı Afrika ülkelerinde sürekli görülmektedir. Fakat zamanla bağışıklığın şekillenmesi ve hastalığa ispeten dayanıklı bir ırk olan “Zebu” ırkının yaygınlaşması nedeniyle ölüm oranı düşüktür. Hastalıkla sistemli bir mücadele programı yürütülmediği için, bazen  Yakındoğu ve Ortadoğu’ya sıçramaktadır.

 

 

Tarihte Sığır Vebası
Tarihte Sığır Vebası

 

Hastalığın Etmeni

Hastalık etmeni bir virüstür. Virüsün farklı suşları olsa da, antijenik özellikleri açısından tek bir tip “Sığır Vebası” virüsü mevcuttur. Bunun anlamı, hastalık çıkan yerlerden alınan marazi maddelerden izole edilen virüs suşları arasında farklılık olmadığıdır. Bunlardan herhangi biri ile hazırlanacak olan aşı, hastalığı önlemek için yeterlidir.

Virüs, ateşli periyodun başlamasından itibaren, hayvanın bütün organ, salgı ve atıklarında mevcuttur. Yani;

  • Kanda
  • Ette
  • Organlarda
  • Gözyaşında
  • Burun akıntısında
  • Salyada
  • Dışkı ve idrarda
  • Sütte virüs bulunur.

Hastalanan hayvanlar, solunumla çok miktarda virüsün havaya yayılmasına neden olurlar.

Dış ortamda oldukça dayanıksız bir virüstür. Güneş ışığı altında kısa sürede ölür. Kuraklık ve yüksek ısıya dayanıklılığı azdır. 60 °C’lik Pastörizasyon ışığında, 1 saatte aktivitesini yitirmektedir. Ahır zeminlerinde ve gübrede 2 gün canlı kalabilmektedir. Kanda, 1 – 5 gün arasında canlı kalabilmektedir. Olgunlaşmaya bırakılan ette, kısa sürede aktivitesi azalır. Oda ısısında bırakılan ette 10 gün kadar canlı kalabilir.

Soğuk iklim koşullarında dayanıklılığı artmaktadır. (- 15) – (-20) °C ısıda 70 – 120 gün canlı kalabilmektedir. Et, olgunlaşmadan şoklanarak dondurulursa, virüs 1 yıl kadar canlı kalabilmektedir.

Kullanılan tüm dezenfektanlara karşı çok duyarlıdır.

 

Sığır Vebası Virüsü
Sığır Vebası Virüsü

 

Sığır Vebası Hastalığı’na Duyarlı Hayvan Türleri

Sadece sığır ve mandalarda görülen bir hastalıktır.Bu hastalığı meydana getiren virüsün bir de koyun ve keçilere adapte olan bir ırkı vardır ve “koyun-keçi vebası” hastalığına neden olur. Bu 2 virüs çok yakın akrabadır. Örneğin koyun-keçi virüsü ile hazırlanan aşılar, sığırlara tatbik edildiğinde, sığır vebasına karşı koruma sağlar.

Çok ilginç bir şekilde sığır ve manda vebası virüsü, koyun ve keçilerde hastalık oluşturmaz. Tıpkı koyun-keçi vebası virüsünün, sığır ve mandalarda hastalık yapmadığı gibi.

Sığır vebası hastalığı, domuzlara da bulaşır ancak hastalık oluşturmaz. Domuzlar hastalık taşıyıcı olarak görev yapabilir. Hastalık insana ve diğer evcil hayvanlara bulaşmaz. İnsan sağlığı ile doğrudan alakası bulunan bir hastalık değildir.

 

Manda

 

Sığır Vebası Hastalığının Bulaşması ve Yayılması

Hasta hayvanlar, hastalık başlangıcından ölüme kadar.

  • Soludukları havayla
  • Gözyaşı akıntısıyla
  • Salya ile
  • Dışkıyla
  • İdrarla
  • Sütleriyle hastalık saçmaya devam ederler.

Solunum havası, hastalığın yayılmasında çok önemlidir. Bir araç veya barınağa hasta bir hayvan girdiğinde, kısa sürede ortamdaki tüm hayvanlara virüs bulaşır. Köy sürülerinde, hayvan pazarlarında ve panayırlarda yayılma hızı çok yüksektir. Yeterli önlemlerin alınmaması durumunda hastalık 1 – 2 hafta içerisinde, çevredeki hemen hemen tüm ahırlara bulaşır.

  • Hasta hayvanların naklinde kullanılan araçlar,
  • Bulaşık yem ve otlar,
  • Ortak kullanılan su yalakları,
  • Bulaşık ahır malzemeleri,
  • Hasta hayvanların et ve sakatatları ve
  • Bulaşık ahırlara giren insanlar da hastalığın yayılmasına neden olur.

 

Hastalığa Karşı Bağışıklık Durumu

Hastalığı atlatabilen hayvanlar ömür boyu süren bir bağışıklık kazanırlar. Bağışıklığı sağlayan antikorlar, ağız sütü sayesinde buzağılara da geçtiğinden, bu hayvanların sonraki yıllarda doğan buzağıları da ilk 6 – 9 aylık dönemlerinde bağışık olurlar.

Doğal olarak hastalanan ya da aşılanan hayvanlarda bağışıklığın oluşabilmesi için 2 hafta zaman gerekmektedir. Hastalığın süresi 9 günü geçmediğinden, belirti gösteren hayvanlardan alınan kanda genellikle antikor bulunmaz ya da düşük düzeylerde bulunur. Buradan da anlaşılacağı üzere hastalık çıkan bölgelerdeki hayvanlar aşılansa bile, 2 hafta geçmeden hastalığa karşı tam bir bağışıklık sağlanmış olmaz.

 

Virüsün Etki Şekli

Virüs,

  • Bütün organlarda
  • Kemik iliğinde
  • Tonsillerde ve diğer lenf bezlerinde
  • Beyaz kan hücrelerinde
  • Solunum ve sindirim organlarının mukozalarında
  • Mukoza epitellerinde
  • Damar endotellerinde çoğalır ve buralardaki hücrelerde tahrip ederek nekrotik yangılar oluşturur.

Ağızdan başlayarak işkembe hariç tüm sindirim kanalında ve ön solunum yollarında şiddetli kızarıklık, ödem, nekrotik odaklar ve ülserler meydana getirir. Sonraki aşamada, çok şiddetli bir ishal başlar. Şok etkisiyle ya da aşırı dehidrasyon ve toksemi sonucu, bir kaç günde ölüm şekillenir.

 

Sığır Vebası Ağız Belirtileri
Ağız Belirtileri

 

Sığır Vebası Hastalığının Belirtileri

İlk belirtiler, bulaşmadan 4 – 7 gün sonra, aniden ortaya çıkar.

  • İştah kesilir
  • Süt verimi aniden kesilir
  • Kıllar ürpermiş görünümlü, hayvan çok bitkin ve durgundur.
  • Ateş, 41 – 42 °C’ye kadar çıkar.
  • Merme (Burun aynası) kurur.
  • Burun ve gözyaşı akıntısı ve salya başlar.
  • Hayvanlar ışığa bakmaz istemez ve gözlerini kapalı tutmaya çalışırlar.
  • Göz konjuktivaları kızarık ve ödemlidir.
  • Gözyaşı akıntısı, sonraki günlerde irinli bir görünüm alır.
  • Burun akıntısı başlangıçta sümüksü ve seröz bir görüntüdedir. İlerleyen zamanda irinli, nekrotik parçalı ve çok pis kokuludur.
  • Burnun iç kısmında kızarıklık, ödem, nekrozlar, ülserler, pis kokulu kabuklar dikkati çeker.
  • Solunum güç ve hırıltılı olabilir.
  • Ağız, ilk günden itibaren ödemli, sıcak ağrılı ve pis kokuludur.
  • Dudak kenarlarında pis kokulu salya bulunur.
  • Dudakların iç yüzeyinde, diş etlerinde damakta, dilde ve yutakta leke tarzı, çok sayıda kızarıklık bulunur.
  • 1 – 2 gün içerisinde, kepek serpmiş gibi yaygın nekrotik odaklar oluşur. Bunların dökülmesiyle de sıyrıklar ve ülserler meydana gelir.
  • Vulva ödemli, vagina kızarıktır.
  • 4. veya 5. günde çok şiddetli ishal başlar.
  • Beden ısısı normalin altına düşer.
  • Dışkı çok sulu, çok pis kokulu, kanlı görünüşlüdür.
  • İshal hiç bir ilaçla kesilmez.
  • İshalden sonraki 3 – 4 gün içinde su kaybından dolayı ölüm şekillenir.
  • Bir çok hayvan ishalin ilk gününde şok sonucu da ölmektedir.
  • Ölüm oranı % 95 – 100 aralığındadır. Dayanıklı yerli ırklarda bu oran % 50 – 60 ‘a kadar inebilir.

 

Sığır Vebası Göz Belirtileri
Göz Belirtileri

Otopsi Bulguları

  • Pis kokulu, irinli, nekrotik akıntılar
  • Ağız, burun ve yutak bölgesinde kızarıklık, nekrotik noktalar ve ödem
  • Hayvanın arka kesimlerinde pis kokulu ve koyu renkli dışkıyla bulaşıklık vardır.
  • Aşırı dehidrasyon yüzünden hayvan adeta kurumuştur.
  • Hayvanın içi açıldığında, tüm organların seroza ve mukoza yüzeyinde ödem, peteşiyel kanamalar, lenf bezlerinde şişlik görülür.
  • Şirden, ince ve kalın barsakların mukozaları kızarık, ödemli, sıyrık ve ülserlerle bezelidir.
  • Barsak içeriği pis kokulu, kanlı ve nekrotik parçalıdır.
  • Akciğerler kanlı görünümde ve ödemlidir.

 

Teşhis

Hastalığın ilk 2 gününde teşhis kolay değildir. Çünkü henüz ağız ve burun mukozalarında tipik lezyonlar şekillenmemiştir. Sonrasında klinik belirtiler oluşunca ve otopsi yapılınca, teşhis çok kolaylaşır. Hastalık öyle hızlı yayılır ve öyle bir telefata neden olur ki, laboratuvar incelemesine gerek kalmadan teşhis mümkündür.

Tedavi

Hastalığın tedavisi yoktur.

 

Sığır Vebası Hastalığına Karşı Koruma Önlemleri

  • Hastalar ve hastalıktan şüphelenilenler, bulundukları yerde imha edilir ve gömülür. Bunun için ahıra en yakın bir yerde 2 m derinlikte hendekler açılır ve hayvanlar burada öldürülüp, üzerlerine kireç dökülür.
  • Hasta hayvanların herhangi bir parçası satılamaz, tüketilemez. Tamamına el konur.
  • Bulaşma çok hızlı olduğundan, hastalık çıkan ahırlardaki sağlam hayvanlar, başka bir yere nakledilmez.
  • “İhbarı mecburi ve Tazminatlı” bir hastalıktır. Bu nedenle ahırında hastalık çıkanlar, derhal en yakın İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne başvurmalıdır. Veteriner Hekim raporuyla imha edilerek gömülen hayvanların “Kıymet Takdir Komisyonu” tarafından belirlenen bedelleri, devletçe ödenir.
  • Hastalık çıkan bölge hemen karantinaya alınır. Karantina bölgesine, her türlü canlı hayvan ve ürünlerinin giriş ve çıkışı yasaktır.
  • Hastalık çıkan yerlerde, hayvanlarla temas eden kişilerin elleri, elbise ve ayakkabıları dezenfekte edilir. Ahırların zemini, duvarları, yemlikleri de dezenfekte edilmelidir.
  • Bölgedeki sığır ve mandalar, en hızlı şekilde aşılanmalıdır.
  • Henüz hastalık görülmeyen bölgelerde, muhtemel bulaşmalara karşı önlem alınır.

 

 

Aşılama

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

REKLAMLAR
  • YORUM
Facebookta bizi bulun