Kolostrum, halk arasındaki adıyla ağız sütü, doğumdan yaklaşık olarak 5 hafta önce meme bezlerinden salgılanmaya başlar. Doğum öncesi son 2 haftada en yüksek seviyesine ulaşır ve doğumla birlikte salgılanması durur.
Kolostrum, normal inek sütüne göre;
Bununla dışında yeni doğan buzağıların acil olarak ihtiyacı olan;
Kaliteli bir kolostrum, buzağılarımızı solunum ve sindirim sistemi hastalıklarından korumaya yardımcı olur. Yeteri kadar kolostrum alamayan buzağıların ilk 3 ayda hayatta kalma ihtimali % 30 civarındadır. Ağız sütünü yeterince tüketen buzağılarda bu oran % 95’i bulur. Bu nedenle, yeterli ve kaliteli bir kolostrum, buzağılarımızın hayat sigortası olarak değerlendirilebilir. Kolostrum bağırsak duvarını bir film gibi kaplar. Böylelikle patojen mikroorganizmaların emilimi önlenir. Kimyasal yapısı nedeniyle ishal yapıcı özelliği vardır. Bu sayede yeni doğan buzağıların sindirim sisteminde biriken mekonyumun (ilk dışkı) atılmasını sağlar.
Bir hayvancılık işletmesinde görülen hastalıklar, iç ve dış etmenlerin durumuna göre farklılık gösterir. İneklerin kolostrumlarında, yalnızca karşı karşıya kaldıkları hastalık etmenlerine karşı antikorlar bulunur. Bu yüzden, farklı işletmelerden gelen hayvanlarda ve genç ineklerde, işletmeye özel potansiyel hastalık etmenlerine karşı yeterli derecede antikor bulunmayabilir. Bu hayvanların buzağılarına, ilk 24 saat süresince 2 yaşın üzerindeki olgun ineklerin kolostrumu verilmelidir.
Kıvamı iyi olmayan, akışkan ve açık renkli kolostrumlar, besin maddeleri ve antikorlar bakımından fakirdir. Bu kolostrum buzağıyı yeteri kadar korumaz. Böyle sütler ilk 24 saat yerine 2. – 4. günlerde verilmelidir.
Buzağıların anne karnında kaldıkları süre boyunca bağırsaklarında biriken ve mekonyum adı verilen atık maddeler, hemen vücuttan atılmalıdır. Bunun için de buzağının sindirim sisteminin uyarılması ve böylece dışkılamanın gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Eğer kolostrum geç verilirse bağırsaklarda kalan mekonyumda bulunan zararlı organizmalar, bağırsaklardan emilebilir.
Ayrıca, immunoglobulin adı verilen bağışıklık maddeleri, doğumu takiben ilk bir kaç saatte yeterince emilip kana karışabilir. Ağız sütünün geciktirilmesi, süt salgılanması başladığı için ağız sütünün seyrelmesine neden olur. Bu da besin maddeleri ve immunoglobulin konsantrasyonunun düşmesine yol açar.
Kolostrum, doğumdan sonra 15 – 30 dk. içinde verilmeye başlanmalıdır. Buzağıların ilk birkaç saatte 2 – 2,5 L kolostrum içmesi sağlanmalıdır. İlk gün toplamında verilmesi gereken kolostrum miktarı 4.5 – 6.5 L kadardır.
Buzağıların annelerini ne zaman emmeye başladıkları ve ne kadar kolostrum emdiklerini belirlemek çok zordur. Bu yüzden bir kova ya da biberon yardımıyla kolostrumun içirilmesi tavsiye edilir.